[vc_single_image image=”5499″ img_size=”full”][ultimate_heading main_heading=”Vorsteuerabzug bei „verlorenen“ Anzahlungen.” alignment=”left”][/ultimate_heading][ultimate_spacer height=”50″]
Kural olarak, ciro vergisi (girdi vergisi kesintisi) hizmetin gerçekleştirildiği peşin iade döneminin sonunda ortaya çıkar (borç vergilendirmesi olarak adlandırılır, bkz. bölüm 13 (1) no. 1 harf a UStG).
Hizmeti alan kişi bir girişimci ise, hizmet kendi işletmesi için verilmişse ve ayrı bir KDV beyanı içeren bir fatura mevcutsa, KDV’yi girdi vergisi olarak düşebilir (girdi vergisi indirimi) (UStG § 15 paragraf 1 no. 1).
Peşinat veya avans ödemeleri söz konusu olduğunda, ödeme alındığında KDV zaten tahakkuk etmiş olur. Aynadaki görüntüde, müşteri ödemeyi yapmışsa ve ayrı bir KDV beyanı içeren bir faturası varsa girdi vergisi talep edebilir. Kararlaştırılan hizmet yerine getirilmezse, müşteri normalde peşinatı geri alır ve ilgili girişimciler beyan edilen KDV’yi veya talep edilen girdi vergisini buna göre ayarlar (bkz. § 17 UStG).
Üzerinde mutabık kalınan bir hizmetin sunulmaması ve yapılan avans ödemesinin, örneğin iflas nedeniyle, geri ödenmemesi halinde de bir girdi vergisi ayarlaması yapılıp yapılmayacağı açık değildir.
Federal Mali Mahkeme
Avrupa Adalet Divanı’nın bir kararını takiben, müşterinin ödeme yaptığı sırada mutabık kalınan hizmetin ifasının belirsiz olduğunu bilmemesi veya “makul olarak bilmesi gerekmemesi” halinde, yapılan “kayıp” bir avans ödemesinden girdi vergisi kesintisinin reddedilmeyeceğini açıklığa kavuşturmuştur.
Anlaşmazlık durumunda
kombine ısı ve enerji santralleri ile ilgili hileli bir “saadet zinciri” hakkındaydı. İlgili girişimci, talep edilen girdi vergisi tutarını geri ödemek zorunda kalmamıştır çünkü yapılan avans ödemesini geri almamıştır ve avans ödemesi sırasında CHP ünitesinin daha sonra teslim edileceğine dair herhangi bir şüphe bulunmamaktadır.